27 Kasım 2012 Salı

Merkez Bankası Değerli TL’ye Karşı Tetikte


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in not artırma kararından sonra, Türkiye’ye sermaye akışının hızlanacağı,  bunun mali istikrarı zedeleyebileceği ve TL’nin aşırı değerlenebileceği yorumları yapılmaya başlamış, devreye giren Merkez Bankası da, bu süreçte Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesine izin vermeyeceğini açıklamıştı.

Banka, şu anda bu hedef doğrultusunda adımlarını atıyor. Geçtiğimiz hafta yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında da, bekleneni yaptı ve politika faizinde bir değişiklik yapmazken gecelik borç verme faizi oranını 0,5 puan düşürdü, faiz koridorunu biraz daha daralttı.

Merkez Bankası’nın üzerinde oynayabileceği faiz, sadece “politika faizi” olarak bilinen “bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı” değil. Bunun yanında başka oranlar da var ve onlar da önemli birer araç: “Gecelik faiz oranları” ve “geç likidite penceresi faiz oranları.”

Banka, enflasyon endişesinin arttığı zamanlarda politika faizine dokunmazken, gecelik borç vermede uyguladığı faiz oranlarını yükseltiyor, tersi durumlarda aşağı çekiyor. Ve son dönemlerde bu yola sık müracaat ediyor.

İşte Fitch’in kredi notumuzu yükseltmesi ile başlayan fon akışının artacağı beklentileri ve enflasyondaki olumlu hava, Merkez Bankası’na politika faizini değiştirmeden gecelik faizlerdeki aralığını daraltma imkanı verdi. Ve son Kurul toplantısında, politika faizini yüzde 5,75 seviyesinde sabit tutarken gecelik faiz oranlarını, borçlanmada değiştirmeyip yüzde 5’te bıraktı, borç vermede ise yüzde 9,5’ten yüzde 9’a indirdi. Koridoru biraz daha daralttı. Bu oranlar yıl başında yüzde 5’e karşılık yüzde 12,5 seviyesindeydi. Ayrıca “geç likidite penceresi faiz oranları”nda da benzer bir düzenlemeye gitti ve Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranını  yüzde 0 düzeyinde sabit tutarken borç verme faiz oranını yüzde 12,5’ten yüzde 12’ye düşürdü.

Kurul’un yaptığı açıklamada, “Yurt içi nihai talep ılımlı seyretmeye devam etmekte, ihracat ise küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen artış eğilimini korumaktadır. Bu doğrultuda, toplam talep koşulları enflasyondaki düşüşü desteklerken cari işlemler açığı kademeli olarak azalmaya devam etmektedir” denildi.

Kısa Vadeli Borçlar 100 Milyar Dolara Dayandı

Merkez Bankası’nın açıkladığına göre, bu yılın eylül ayı sonunda, kısa vadeli dış borç stoku, 2011 yıl sonuna göre yüzde 19,4 artarak 99,4 milyar dolara yükseldi. Bu borcun 88,5 milyar doları (Bunun 57 milyar doları finansal kuruluşların) özel sektöre, 9,8 milyarı kamuya, 1,1 milyarı da Merkez Bankası’na ait. Kamunun borcundaki artış yüzde 39,2, özel sektörünkindeki ise yüzde 18,1. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az zaman kalan kısa vadeli dış borç stoku ise, 141,8 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bunun da yüzde 86,5’i özel sektörün, yüzde 10,6’sı kamu sektörünün, yüzde 2,9’u Merkez Bankası’nın.

Geçmişe dönük veriler de, son 10 yılda kısa vadeli kamu dış borcunun 11 kat, özel sektör dış borcunun 6 kat arttığını gösteriyor. Ancak özel sektör borç tutarı ile kamu borcu arasında uçurum var. Tablodan da anlaşılacağı üzere özel sektörün borçları kamununkinin 10 katı.

Bunun yanında, özel sektörün uzun vadeli borçlarında 2002’de 9,2 milyar dolar iken bugün 129,7 milyar dolara ulaştığını da belirtmemiz gerekiyor.Altın ihracatının altından “gaz” çıktı

Bu yıl başından itibaren Türkiye’nin külçe altın ihracatının hızla artması ve özellikle de İran’a yapılan yüklü miktardaki satış, dikkati çekiyor, sebebi konusunda da farklı görüşler dile getiriliyordu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu konuyla ilgili olarak ilk kez konuştu ve İran’ın Türkiye’den neden bu kadar altın aldığına açıklık getirdi.

Babacan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 2013 yılı bütçeleri üzerinde yapılan görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini cevaplandırdı. Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye’nin altın ihracatındaki artışın en büyük sebebinin İran’a ihracat olduğunu belirterek, nedenini de şöyle açıkladı:

“Türkiye olarak İran’dan aldığımız gazın parasını biz TL olarak İran’ın Türkiye’deki hesabına yatırıyoruz. Fakat İran’ın o parayı dolar olarak kendi ülkesine götürmesi mümkün değil, uluslararası kısıtlamalar, ABD’nin yaptırımları sebebiyle. Dolayısıyla İran bunu döviz olarak kendi ülkesine götüremeyince, o TL’yi kendi hesabından çekiyor, altın alıyor piyasadan. Altını kendi ülkesine götürüyor. Bunu nasıl götürüyor bilmiyorum ama işin özü bu. Oraya altın ihracatı aslında bizim doğalgazı almak için ödediğimiz karşılık gibi bir şey oluyor.”

Burada, önceki aylarda İran üzerinde yoğunlaşan altın ihracatının en son açıklanan eylül ayı dış ticaret verilerinde ve ağustosta Birleşik Arap Emirlikleri’ne kaydığını hatırlatalım.

Moody’s Notumuzu Değiştirmedi

Bir süre önce Fransız sermayeli kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu artırıp “yatırım yapılabilir” seviyeye çıkarmasından sonra gözler Moody’s ve S&P’ye çevrilmişti. Moody’s, geçen hafta başında, Türkiye’nin kredi notunda değişikliğe gitmediğini ve ülke notunu Ba1’de, görünümü de pozitifte tuttuğunu açıkladı. Moody’s’in Türkiye ekonomisine ilişkin 2012 yılı raporunda, Türkiye’nin şoklara karşı giderek güçlü bir görünüm sergiliyor olmasına rağmen, dış riskler nedeniyle dengesizliklerin de oluşabileceği belirtildi, Ba1 not ve pozitif görünümün, Türkiye’nin olumlu kamu maliyesini yansıttığı vurgulandı.

Sıra Fransa’ya mı Geldi?

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Avrupa’nın ikinci büyük ekonomisine sahip olan Fransa’nın kredi notunu Aaa’dan Aa1’e düşürdü, not görünümünü negatifte bıraktı. Kuruluş, açıklamasında uzun vadeli beklentilerdeki bozulma, yapısal sıkıntılar, iç ve dış talepteki daralmanın da etkisiyle Fransa’nın mali görünümünün belirsiz olduğunu belirtti. Fransa’nın notu, ocak ayında da S&P tarafından düşürülmüştü. Bu son not, kamu borcu/GSYİH oranı yüzde 90’ın üzerine çıkan Fransa için ciddi bir uyarı anlamına geliyor. Fransız kredi derecelendirme kuruluşu Fitch ise, Fransa’nın notunu AAA’da tutan tek kuruluş.

Aksiyon.com.tr

En Uygun Konut Kredisi Hangi Bankada? Bankaları Karşılaştırın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder